Bu Blogda Ara

24 Mart 2020 Salı

SIX DEGREES OF SEPARATION

SIX DEGREES OF SEPARATION

"Six Degrees Of Separation" diye bir şey duymuş muydunuz? 

Bu ilginç bir teori. Kısaca açıklayayım: Dünyadaki herhangi iki insanın arasında sadece 6 kişi olduğuna dair bir teori... 

Yani doğru bağlantıları (ortak tanıdıkları) takip ettiğinizde en fazla 6 adım sonra dünyadaki herhangi bir kişi ile aranızdaki bağı görebilirsiniz. 

Bunu ilk okuduğumda bana anlamsız gelmişti. Sonra biraz düşününce şaşırmıştım. 

Bizzat kendimden örnekler vereceğim ki aklınızda canlansın. Mesela ben ve Putin veya ben ve Trump... Ablam, yani baldızım (eşimin ablası), Acun Ilıcalı'nın çok yakın bir akrabası ile evli. Yani benim bacanağım ile Acun Ilıcalı'nın babası kuzen. Acun Ilıcalı, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile direkt tanışan biri. Yani birbirlerini yakından tanıyorlar. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Putin ve Trump ile doğrudan görüşüyor. Sayın bakalım, benimle Putin veya benimle Trump arasında kaç kişi var? 

Bir başka örnek sunayım. Bir Turgay abim var. Şahsen tanışıyoruz. Türkiye'deki en sıkı hard rock ve heavy metal sanatçılarından biridir. Turgay abi, heavy metal ile ilgili organizasyonlar yapan ve bu konuda tanınan biri olan Hicri Bozdağ ile tanışık biri. Hicri Bozdağ, dünyaca ünlü Iron Maiden grubu 1990'larda Türkiye'ye geldiğinde onlarla tanışmıştı. Iron Maiden grubunun kurucusu Steve Harris ile aramızda sadece iki kişi var. Ben Turgay abiyle tanışıyorum. Turgay abi, Hicri Bozdağ ile tanışıyor. Hicri Bozdağ, Steve Harris'le tanışmış biri. 

Danny Trejo ile aramda kaç kişi var ve bu kişiler kimler, bilmek isterdim. Ve Barış Manço'yla tanışmayıp beni tanıyan insanlarla Barış Manço arasında sadece bir kişi var. Barış Manço ile tanışıyorduk çünkü. 

Örnekler çoğaltılabilir. İlla ünlü kişilerle olacak diye bir şey yok. Siz farkında olmasanız bile aslında dünyanın herhangi bir yerinde yaşayan ve sizden haberdar olmayan herhangi birine en fazla altı kişilik bir mesafedesiniz. 

Dünya küçük dedikleri sanırım böyle bir şey.


UZAKTAN EĞİTİM

UZAKTAN EĞİTİM

Bildiğiniz üzere, koronavirüs salgını ciddi anlamda bir sorun haline gelince ülkemizdeki okullara ara verildi.

Bu süreçte ilkokul, ortaokul ve lise öğrencisi olan çocuklarımız EBA ve televizyon kanalları aracılığıyla günün belli saatlerinde evlerinde ders görecekler.

Bu çalışmanın planını ve programını Milli Eğitim Bakanlığı yaptı ve duyurdu.

Ne ilginçtir ki bu yayın esnasında Adnan Menderes'in idamının animasyonu çocuklara "ders esnasında" izletildi.


Video:

Ders aralarındaki ilahili teneffüs aralarından bahsetmeme bilmem gerek var mı?

Bu nasıl bir zihniyettir ki koronavirüs salgını gibi tüm dünyada milyarlarca insanı olumsuz etkileyen olağanüstü bir durumda bile kendi siyasi propagandalarını hem de çocuklar üzerinden yapmakta bir sakınca görmüyorlar.

Milli Eğitim Bakanımız Ziya Selçuk bu olayın hemen ardından, "Bir haftada üç yeni kanal kurup içeriklerini hazırlamak için ben ve ekibim büyük bir gayretle çalıştık. Dersleri merkez alarak yüzlerce çekimin tamamını kontrol ettik. Bu yoğun süreçte, üzülerek ifade ediyorum ki, görev dağılımında kendilerine güvenerek denetleme ihtiyacı duymadığım ekibin hazırladığı etkinlik saati görüntülerini ben de onaylamıyorum ve çocuklara uygun olmadığını düşünüyorum. Nasıl ki okullarımızdaki içeriklere hassasiyet gösteriyorsak, yayınlara da göstereceğiz. Hepimiz için yeni ve zorlu bir süreç. Bu konuda sizlerin de anlayışınızı rica ederim. Gözden kaçırdığım birkaç dakikalık bir görüntünün üzerine titrediğim sisteme verdiği zararı konuşuyor olmanın ne kadar rahatsız edici olduğunu anlatamam." şeklinde bir açıklamada bulundu.

Gerçi bir Milli Eğitim Bakanımızın geçtiğimiz yılki seçim sürecinde Milli Eğitim Bakanlığı sitesinden kendi belediye başkan adaylarına oy istediklerini de unutmuş değiliz. Yani eğitim politikalarının belediyelerle veya belediye seçimleriyle ne ilgisi varsa, Milli Eğitim Bakanlığı sitesi üzerinden resmen siyasi propaganda yapmışlardı.

Buna şaşırmamıştım. Çünkü Milli Eğitim Bakanı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım'ın vaatlerini paylaşıp duruyordu:



İstanbul'a belediye başkanlığı yapacak kişinin kim olduğunun veya adayların seçilmeleri durumunda İstanbul için ne yapıp ne yapmayacaklarının eğitim sistemimizle ne ilgisi olabilirdi?

Ama oldu işte. Milli Eğitim Bakanı, eğitim sistemine siyaset sokmuştu.

2019'daki belediye seçimleri öncesinde Milli Eğitim Bakanlığı resmi sitesinde İstanbul'a belediye başkan adayı olan Binali Yıldırım'ın siyasi propagandasının ekran resimleri:



Şimdi de EBA'da ekran başında ders gören minicik çocukların üzerinden kendi siyasi propagandalarını yapıverdiler. Koronavirüs salgınını bile fırsat bilip küçücük çocuklara siyasi propaganda yaptılar.

"Milli Eğitim Bakanı derhal istifa etsin!" diyemem. 

Demem. 

Çünkü bu memlekette istifa kültürü yoktur. Bahaneler vardır.