Bu Blogda Ara

11 Ocak 2018 Perşembe

PROVOKATÖR HAYVANSEVERLER

PROVOKATÖR HAYVANSEVERLER

Hayvanseverlerin hepsinin provokatör olduğunu düşünmüyorum. Ama çoğunun provokatör olduğunu düşünüyorum. Bu başlıkta da provokatör olan hayvanseverlerden bahsedeceğim.

Alerjik astımı olan insanlar var (mesela eşim). Köpek fobisi, kedi fobisi olan insanlar var. Hijyenle ilgili kaygılarından dolayı hayvanlardan uzak durmayı tercih eden insanlar var.

Öte yandan, hayvansever olup da herkesin kendisi gibi hayvansever olması gerektiğini düşünen provokatörler var. Zaman zaman ben de onlarla çatışıyorum. Herkes hayvansever olmak zorunda değil.

Bu provokatör hayvanseverler için hayvan tanımı genelde kedi ve köpekten ibaret. Yani bir yılandan, kurbağadan, semenderden, börtü böcekten o kadar da hoşlanmıyorlar. Ama konu kedi ve köpek olunca mangalda kül bırakmıyorlar.

Bu başlıkta biraz espriyle harmanlayarak bu insanlar hakkında tespitler yapacağım.

Öncelikle sokak hayvanlarıyla ilgili sorun var. Sokaklardaki kediler ve köpekler kendi kendilerine sokak hayvanı olmuyorlar. Hayvansever geçinen bazı tipler almış oldukları kediye ve köpeğe bakamayıp bunları sokaklara salıyorlar ve sokaklar kedilerle ve köpeklerle dolup taşıyor. Dünyanın hiçbir modern ülkesinde böyle bir manzara olamaz. Petşoplarla ilgili bu konuda devletin ciddi çalışmalar yapması lazım. Ve kedi ve köpek türünden her hayvanın bir ruhsatı olması lazım.

Sokak hayvanlarının beslenmeleri demek, onların çoğalmaları demektir. Beslenen canlılar çoğalırlar. Dolayısıyla sokak hayvanlarını beslemek, bu sorunu çözmeyecektir. Dolayısıyla, sokaklardaki kedi ve köpeklerden haklı nedenlerle rahatsız olan insanlarla provokatör hayvanseverler arasında anlaşmazlıklar çıkmaya devam edecektir. Zaman zaman gazetelerde bununla ilgili haberler okuyoruz. "Sokaktaki kedileri besleyen adamı komşusu vurdu!" gibisinden haberler... Ben evimin önünde kedi ve köpek pislikleriyle sürekli karşılaşmak zorunda mıyım? Sokak hayvanlarına meraklı olanlar bu hayvanları alıp -müstakil evleri var ise- orada beslesinler.

Umuma açık, özellikle de yemek yenen mekanlarda kedi ve köpekle gelen insanlardan çok ciddi anlamda rahatsız oluyorum. Bunun dini kaygılarla bir ilgisi yok, çünkü toplumun çoğunluğuyla aynı dini kaygıları paylaşan biri değilim. Bu tamamen hijyenle ilgili.

Geçenlerde bu nedenden dolayı biriyle tartıştım. Kafede otururken biri köpeğiyle geliyor ve yemek yediğimiz mekanda burnumun dibinde sağa sola tüylerini saçan bir mahlukla aynı mekanda bulunmak hijyen gerekçelerinden dolayı rahatsız etti beni. Neymiş efendim, köpekten rahatsız oluyorsam sokağa çıkmamalıymışım, kafelere ve lokantalara gitmemeliymişim.

Kafeler ve lokantalar insanlar içindir. Hayvanlar için değil. Bunu tatlı dille anlatmaya çalıştım. 

Tatlı dille anlatınca çok az bir kısmı anlayabiliyor. Ama çoğu bilip bilmeden sizi hayvan düşmanı ilan edebiliyor. Hatta sayıp söverek gaza da getiriyorlar adamı. İş o noktaya gelince ben kontrolden çıkabiliyorum. Bir defasında tatildeyken kaldığımız otele pitbul cinsi köpeğini sokmaya kalkışan Almancı bir vatandaşla tartışmıştım. En sonunda otel yönetimini tehdit etmek zorunda kalmıştım. Köpeği ve sahibini otelden uzaklaştırmışlardı.

Şimdi bir kafede veya lokantada eşinizle beraber veya çocuğunuzla yemek yiyorsunuz, eşinizde veya çocuğunuzda hayvan tüyüne karşı alerji veya hayvan fobisi var, vatandaşın biri de mekana kedisiyle veya köpeğiyle gelmiş... Eşiniz veya çocuğunuz çok haklı gerekçelerle tedirgin oluyor. Bu durumu kibarca anlatırsınız kedinin veya köpeğin sahibine. Eğer anlayışlı biriyse gerekeni yapar, hayvanını oradan çıkarır (genelde anlayışlı olmazlar, anlayışlı olan zaten yemen yenen bir mekana kedi veya köpekle girmez). Eğer anlayışsız biri ise size "Rahatsız oluyorsanız siz çıkın!" türünden bir tepki gösterir. Genelde o andan itibaren durum kontrolden çıkar ve karşılıklı güç gösterisi yaşanır. Hangi taraf daha cazgır veya cesur ise diğer tarafa karşı sözlü şiddet uygular veya yumruk yumruğa kavga yaşanabilir. 

Veya bir apartman dairesinde oturuyorsunuz, apartman sakinlerinden biri binanın önünde sokak kedilerine veya sokak köpeklerine yem ve su veriyor. Eşinizde veya çocuğunuzda hayvan tüyüne karşı alerjik durumlar veya hayvan fobisi var. Bunu kibarca anlatmaya çalıştığınızda karşı taraf bağıra çağıra tepki verdiğinde genelde film kopar ve olaylar gelişir.

Gazeteler bu türden haberlerle dolu.

İşin daha da ilginç tarafı, hayvanlardan haklı gerekçelerle rahatsız olan insanlara çok ciddi bir şekilde saldırgan tutumlar gösteren tipler genelde "hümanist" takılıyorlar. Onlara göre işlerine gelmeyen herkes faşist... Ama faşizmin daniskasını kendileri icra ediyorlar bir anlamda.

Ben de bir hayvanseverim. Ama provokatör değilim. Kafeler, lokantalar, oteller, siteler, yani şehirler; insanlar içindir. Ormanlar, vadiler, koruluklar, dağlar, yani doğa; hayvanlar içindir. Doğadaki bir hayvanı -beslenme veya kendini savunma dışında- vurmaya karşıyım. Öte yandan, bir köpek benim sevdiğim birine saldırırsa o köpeği de öyle veya böyle etkisiz hale getirmekten de çekinmeyecek biriyim.

Provokatör hayvanseverlerle ilgili tespitlerim şunlar (genellemedir, bütün hayvanseverler için geçerli olmayabilir, sadece provokatör hayvanseverler için geçerlidir):

1- Çoğu bayandır. Aralarında erkekler de vardır, ama çoğu bayandır.

2- Hayvan sevgileri sadece kedi ve köpek sevgisinden ibarettir. Mesela kanaryalarla, kargalarla, yılanlarla, kurbağalarla, balıklarla işleri olmaz. Hatta çoğu provokatör hayvansever akvaryum hayvanlarını hayvandan bile saymazlar.

3- Provokatör hayvanseverler için hayvan tanımı, emredebildikleri ve hükmedebildikleri hayvanlar için geçerlidir. Yani komutlara uyabilen canlılar oldukları için kediler ve köpekler onlar için gerçek hayvandırlar. Bir akvaryum balığına "şöyle yüz, şurada dur" diyemezsiniz, balıklar kafalarına göre takılırlar. Dolayısıyla bu provokatör hayvanseverler için balıklar ciddiye alınabilecek hayvanlar değildir.

4- Geneli, hatta benim gördüklerimin tamamına yakını, sol görüşlüdür. Bu konuda aşırıdırlar. Aslında her konuda aşırıdırlar.

5- Geneli asosyaldirler. Gerçi ben de asosyal bir herifim.

6- Geneli dışlanmış tiplerdir.

7- Geneli empati kavramından yoksundur. Alerjik astımı olanları ve bu yüzden hayvanlardan uzak durması gerekenleri asla anlamazlar. Hayvan tüyüne mağruz kalıp solunumu kilitlenen bir insanın yaşadığı durumu anlamazlar (umarım aynı durumu bizzat yaşarlar).

8- Hümanist geçinirler. Ama hümanizmle uzaktan veya yakından ilgileri yoktur. Hümanizm "önce insan" der, ama bunlar hümanist takılıp "önce hayvan" derler.

9- Geneli dağınık insanlardır.

* * *

İlgili videolar:









* * *


Konuyla ilgili olabileceğini düşündüğüm ilginç haberler: