Bu Blogda Ara

8 Ocak 2020 Çarşamba

HİÇSİNİZ!

HİÇSİNİZ! 

Bu yazımda sizlere kendinizle ve her şeyle ilgili bir sır vereceğim.

Sevdiğiniz kişilerle, sevmediğiniz kişilerle, peşinden gittiğiniz politikacılarla, nefret ettiğiniz politikacılarla, idol olarak benimsediğiniz insanlarla, evinizde beslediğiniz hayvanla, en değer verdiğiniz eşyayla, almak isteyip de para denkleştiremediğiniz için alamadığınız otomobille, içtiğiniz suyla, soluduğunuz havayla ilgili bir sır...

Biraz doğa bilimleri (özellikle fizik), biraz felsefe içeren bu gerçeklerle kafanızı biraz bulandırmak niyetindeyim.

Lafı uzatmadan direkt konuya geçmek istiyorum:

Şu anki bilimsel verilere göre maddeyi meydana getiren en küçük parça olan atomun %99,9'u boşluktan oluşuyor. Bu zaten bildiğiniz bir şeydir.

Neyin atomu olduğu hiç fark etmeksizin; atomun büyüklüğü, atomun etrafındaki elektronların ortalama konumuna göre belirleniyor. Bir başka deyişle atom dediğimiz şey aslında o atomun çekirdeği ile elektronlar arasındaki boşluktan oluşuyor. 

Çekirdekler genellikle bu boş alanın sadece 100000'de biri (yanlış okumuyorsunuz, yüz binde biri) kadar bir boyuta sahip oluyor. 

Biraz açayım: Eğer çekirdeğe bir leblebi dersek, atomun kendisi bir stadyum büyüklüğünde oldurdu. 

Biraz daha karıştırayım kafanızı: Eğer atomların arasındaki boşlukları atabilseydik ve sadece çekirdek ile elektrondan ibaret olsaydık, her birimiz bir toz tanesinden daha küçük bir boyutta olurduk.

Yani maddeyi meydana getiren en küçük birim olan atom aslında bir boşluktan ibaret.

Dahası, atomu da meydana getiren öğeler var. Bunlara atomaltı parçacık deniyor. Yani aslında maddeyi oluşturan en küçük birim atom değil, atomu da oluşturan daha küçük birimler var. Ve son araştırmalara göre atomu oluşturan birimler aslında partikül değil, ışınımmış. Yani maddeyi oluşturan atom, aslında maddeden oluşmuyor. Özetle; madde dediğiniz şeylerin hiçbiri madde değil. Madde diye bir şey yok.

Siz yoksunuz. Madde olarak yoksunuz. Enerji olarak varsınız.

Sevdiğiniz kadın, sevdiğiniz adam, anneniz, babanız, kardeşiniz, en yakın arkadaşınız, en sevdiğiniz kıyafetiniz, sevgilinizin size aldığı hediye, imrenerek baktığınız o otomobil, nefret ettiğiniz patronunuz, dedikodu yaparak canınızı sıkan komşunuz, üzerine bastığınız gezegenimiz; aklınıza gelebilecek her şey aslında koskocaman bir boşluk.

Siz koskocaman bir boşluksunuz. Aslında hiçsiniz.

Mutluluklarınız, öfkeleriniz, sevinçleriniz, hüzünleriniz, kavgalarınız, kazançlarınız, kayıplarınız hep hiçlik için.

Yazımı bir soruyla sonlandırmak istiyorum. Cevabını ben vermeyeceğim. Cevabı sizde: Bu muazzam hiçlik içinde sizin için mana nedir?