Bu Blogda Ara

24 Aralık 2016 Cumartesi

TAYYİP ERDOĞAN'A ÖVGÜ

TAYYİP ERDOĞAN'A ÖVGÜ

Hadi bir kere de Tayyip Erdoğan'ı öveyim.

15 Temmuz'da başımızda Bahçeli veya Kılıçdaroğlu olsaydı cümleten ayvayı yemiştik. Çünkü gerçekten liderlik vasıfları hiç yok. Tayyip Erdoğan'ı sevelim veya sevmeyelim, bu gerçeği reddedemeyiz. Tayyip Erdoğan, gerçekten liderlik vasıfları olan biri. Bunu, AKP'li olmayan biri olarak açık açık belirtiyorum.

Fetoş denen hain, zamanı geldiğinde hainliğini yapacaktı. Bunu Tayyip Erdoğan da dahil olmak üzere herkes biliyordu. Fetoş hainine bu kadar cesurca tepkiyi Bahçeli ve Kılıçdaroğlu veremezdi. Bahçeli muhtemelen olaya "Türk-İslam sentezi" açısından bakardı. Kılıçdaroğlu da olaya "insan hakları" açısından bakardı. Bahçeli veya Kılıçdaroğlu, böyle bir darbe girişiminde milyonları meydanlarda toplayamazlardı. 15 senedir her seçimde biraz daha oy kaybeden kişiler milyonları meydanlara toplayamazdı. İki kere iki dört. Bunun aksini iddia eden gidip kendisine IQ testi yaptırsın.

Demem o ki Tayyip Erdoğan'ı devirmek için MHP'yi Bahçeli'den, CHP'yi Kılıçdaroğlu'ndan kurtarmak gerekiyor. Bu cesaret ve bu istek de CHP ve MHP seçmeninde yok. Demek ki her şey yolunda.

Churchill, Başbuğ Atatürk'ü kastederek "Dünyaya her yüzyılda bir yalnızca bir tane dâhi gelir. Bu yüzyıldaki dâhi Türk Milletine gelmiştir." demiştir.

Benzer bir şekilde ben de Tayyip Erdoğan için şunu söylüyorum: "Dünyaya her yüzyılda bir yalnızca bir tane dâhi gelir. Bu yüzyıldaki dâhi İslamcılara gelmiştir."

Not: Hesabım ele geçirilmedi. AKP'li falan da olmadım. Resmin tamamını görerek yazıyorum.

14 Aralık 2016 Çarşamba

TÜRKİYE'DE SİYASET DİYE BİR ŞEY YOKTUR!

TÜRKİYE'DE SİYASET DİYE BİR ŞEY YOKTUR!

Türkiye'de siyaset diye bir şey yok! Seçim diye bir şey yok. Seçmek, seçilmek yok. Bunların hepsi kocaman bir sirk. Ve ben bundan sonra bu sirkin bir parçası olmayacağım, benden hiç kimseye oy moy yok artık.

Açık açık yazıyorum: İlk defa oy kullandığımda oyumu DSP'ye vermiştim (Apo denen piç yakalandığında yapılan seçimde). Daha sonra oyumu, Kılıçdaroğlu diye biri CHP'nin başına geçene kadar hep CHP'ye vermiştim oyumu. Atatürkçü olduğum için, ailemden gelen sosyal demokrat geleneğin etkisinde olduğum için böyle olmuştu. Kılıçdaroğlu CHP'nin başına geçince oyumu HEPAR'a vermiştim. Bir ara oy kullanmadım. Ve son iki seçimde sol düşünceye iyice uyuz olmaya başladığım için MHP'den yana oy kullanmıştım. Çünkü bu gezegendeki en sığ solcuların Türkiye'de yaşadığını düşünenlerdenim. Bir başka ülkedeki solcular kendi devletlerinin, milletlerinin iyiliği için didinirlerken (en komünisti bile); ülkemizin solcularının neredeyse tamamına yakını nerede bir kansız, hain, soysuz, terörist, bölücü, Türk düşmanı varsa onun peşinden gidiyor. Ben de bu yüzden son iki seçimde MHP'ye oy vermiştim. Ama bir de baktım ki bu sefer de Bahçeli AKP'ye yanaşıyor. Ben bilmiyor muydum AKP'ye oy vermeyi? Yani MHP'nin de üstünü çizdim.

Türkiye'de seçim, seçme, oylama diye bir şey söz konusu bile değil. İktidarı da muhalefeti de aynı yolun yolcusu. Sağcısı da solcusu da aynı şey. İktidara kızıyoruz, ama böyle muhalefet de yerin dibine girsin!

Bir aptala anlatır gibi anlatıyorum çevremde, gene olmuyor. Ya anlamıyorlar, ya da işlerine gelmiyor. Önümüze dört tane tabak sunuyorlar. Birinci tabakta bok var. İkinci tabakta kusmuk var. Üçüncü tabakta meni var. Dördüncü tabakta sümük var.

İnsanlar bu dört tabaktan birini seçmeye zorlanıyorlar ve buna demokrasi, seçim, oylama, irade, vatandaşlık görevi diyorlar. Herhangi bir tabağı seçen insan, seçtiği tabağın mis gibi olduğunu savunuyor ve diğer tabakların pislik içinde olduğunu ifade ediyor.

AKP'yi seçen vatandaş, Kılıçdaroğlu'nun HDP'ye destek olduğunu söylüyor. Doğrudur. Peki, Habur'da PKK'lıları karşılayan ve Şivan Perwer denen kansızı öven kimdi?

CHP'yi seçen vatandaş, PKK terörünü AKP'nin hortlattığını söylüyor. Doğrudur. Peki, elinde megafonla terör örgütünün öldürülen militanları için saygı duruşu çağrısı yapan Tanrıkulu AKP'nin genel başkan yardımcısı mıydı? Öldürülen PKK'lı teröristlere taziyeye gidenler arasında CHP'liler yok muydu?

Türklük, Türk milliyetçiliği diyen MHP'ye bakıyorum; yine elimde kalıyor. Çin'e yapılan gezide PKK destekçileriyle karşılıklı göbek atanlar MHP'li vekiller değil miydi? Peki, bu sözde Türk milliyetçisi vekillere ayar vermesini beklediğimiz Bahçeli, PKK destekçileriyle karşılıklı göbek dansı yapan vekillerini savunmamış mıydı?

İnsan hakları diyen HDP'ye bakıyorum, PKK'nın bizzat kendisi olduklarını söylemeye gerek bile yok.

İktidara kızıyoruz. Haklıyız da. Ben de kızıyorum. Öte yandan, böyle muhalefet de olmaz olsun! Aşağıdaki videoları zaman ayırıp sonuna kadar izleyin.

Kılıçdaroğlu'ndan "PKK'lıyı da ziyaret ettik, DHKPC'liyi de ziyaret ettik." açıklaması:

https://www.youtube.com/watch?v=USGCBpsESCY

Kılıçdaroğlu'nun "HDP'nin barajı aşmasını isterim." söylemi:

https://www.youtube.com/watch?v=Nl1vvggVM6s

Kılıçdaroğlu'nun "Özerklik şartını aynen kabul edeceğiz." söylemi:

https://www.youtube.com/watch?v=rraBI8Ro3Eg

Atatürk'ün partisi diye yutturulan partinin PKK'lı adayları:

https://www.youtube.com/watch?v=RAdI-RnlOxA

Atatürk'ün partisi olduğu iddia edilen CHP'nin genel başkan yardımcılığını yapan Sezgin Tanrıkulu'nun bir videosu:

https://www.youtube.com/watch?v=x7UxBmI3dhM

Güneydoğu'da bazı il ve ilçelerde barikatlar kuran PKK'lı köpekler için "barikatları kuran arkadaşlar" diye hitap eden Kılıçdaroğlu:

https://www.youtube.com/watch?v=HFxy7wX2L2I

MHP'lilerin PKK'lılarla karşılıklı göbek dansı:


Recep Tayyip Erdoğan, anlamsız bir şekilde Şivan Perwer denen PKK'lıyı överken:


Türk milliyetçisi olduğu iddia edilen Alparslan Türkeş, Ermenilere övgüler sıralarken:


Yine Alparslan Türkeş, Ermenileri dost olarak görürken:


Türklüğün binlerce yıllık simgesi olan Bozkurt'a hakaret eden Türk (?) milliyetçisi Türkeş: