Bu Blogda Ara

31 Mayıs 2020 Pazar

İNTERNETİN BOKU ÇIKTI!

İNTERNETİN BOKU ÇIKTI!

İnternette şu "bildirim" olayına, sahte haberlere gerçekten yaptırımlar, yasaklar gelmeli. SEO uygulamasından da bir an önce vazgeçilmeli.

Mesela haber okumak istiyorum, bir haber sitesine gireceğim. O bildirimi kapat, bu bildirimi kapat, şu bildirimi kapat... Bir saat bununla uğraşıyorum.

Sosyal medya siteleri de aynı... Bildirim al, bildirim alma, bildirim, bildirim, bildirim...

Mobil uygulamalar da aynı halt! Bildirim al, bildirim gönder, bildirim ayarları, bildirim Allah bildirim!

Ne bildirimmiş arkadaş! Lan ne meraklıymışsınız bildirim göndermeye!

Bundan on yıl kadar önce televizyon izlemeyi bıraktım. Yani yanımda biri televizyonu açarsa yandan falan bakıyorum biraz. Ama kanalları bilmem. Televizyon programlarını, sunucuları falan bilmem.

İnanmayacaksınız belki ama söyleyeyim, ben televizyonu açıp kapatmayı da bilmiyorum. Televizyon kumandasını kullanmayı unuttum, yıllar oluyor. Sesi nereden açılır, nereden kapanır, kanal nasıl değiştirilir, televizyon nasıl açılır ve kapanır; bilmiyorum. Şaka değil.

Televizyon izlemeyi tamamen bırakmamdaki tek sebep, filmlerin en heyecanlı yerinde lap diye giren saçma sapan reklamlardı.

Ve öfkelenip televizyon izlemeyi bırakmıştım. Öyle böyle bir öfke değil, televizyonda babam çıksa ben yine televizyon izlemem.

Ama internetteki bildirim muhabbetine bakıyorum da, televizyonda yırtık dondan çıkar gibi çıkan reklamlar bile daha sevimli geliyor.

Yakında interneti bırakabilirim.

Tamamen...

Yani Facebook, Instagram vesaire hesaplarımı silebilirim (geçici olarak dondurmaktan değil, tamamen silmekten bahsediyorum).

Bana ait birkaç internet sitesini tamamen kapatabilirim. İnsanların yararlanmaları veya ziyaret etmeleri umurumda bile olmaz.

E-posta bile kullanmayabilirim.

Hatta akıllı telefonu rafa kaldırıp telefonu sadece telefon olarak kullanmaya başlayabilirim, bundan on küsür yıl önceki gibi.

E-posta adresi vermeden kullanılamayan hiçbir hizmeti kullanmamaya kararlı olarak hem de.

Hiç şakam yok.

İnternetin iyice boku çıktı.

Haber siteleri başta olmak üzere internetin boku çıktı.

Bir haber başlığı görüyorsun, "Ünlü oyuncu hayatını kaybetti!" diye yazıyor mesela. Kim öldü ki lan deyip tıklıyorsun, Portoriko'nun bir kasabasında yaşayan ve Portorikoluların bile doğru dürüst tanımadığı bir tiyatrocu ölmüş... Allah rahmet eylesin de bana ne babasını satayım? Sırf insanlar tıklasın, bunlar da hitlerini arttırsın diye böyle başlıklar atıp hepimizi geri zekâlı yerine koyuyorlar.

Aslında bu hep Google'ın bok yemesi!

Google yıllar önce SEO diye bir şeyi uygulamaya koydu. Tam açılımı "Search Engine Optimization" oluyor. Buna göre çeşitli algoritmalar var ve insanlarla firmalar internet sitelerini arama motorunun botlarını çekmek için çeşitli kalıp cümleler koyuyorlar sitelerinin orasına burasına. Dolayısıyla bu kirliliği yaratan Google'ın bizzat kendisi.

Kısaca şu: İnsanlar veya firmalar internette ziyaretçi sayılarını arttırmak için SEO teknolojisini kullanıyorlar. Arama motoru botlarını çekmek için de başlıkları ilgi çekici hale getiriyorlar. Başlıktaki vuruculukla içerikteki paylaşımın birbirini tutmasına hiç gerek yok.

Uzun uzun anlatmak istemiyorum, SEO nedir diye araştırıp kendiniz öğrenin.

Mesela şöyle oluyor: İnternette bir haber sitesinde "Falanca hastalığa kesin çözüm!" diye bir başlık görüyorsunuz. Merak edip tıklıyorsunuz. Karşınıza "Falanca hastalığa kesin çözüm!" yazısı çıkıyor. Ekranda aşağı doğru iniyorsunuz, "Bu hastalık şöyle bir hastalık..." diye başlayan yazı devam ediyor. Hastalığın belirtileri yazıyor, nasıl bulaştığı yazıyor, risk grubundaki insanlar hakkında yazıyor, en çok hangi ülkelerde görüldüğü yazıyor, hastalığa dair istatistikler yazıyor. Aşağı iniyorsunuz, birkaç paragrafta bir başllık gibi atılmış olan "Falanca hastalığa kesin çözüm!" yazısını görüyorsunuz. Ekranda aşağıya doğru iniyorsunuz da iniyorsunuz. Ama o hastalığın çözümüne dair bir kelime bile yok. Sadece ilgi çekmek ve sizin gibi bir sürü insanın o habere tıklaması için o şekilde başlık atmışlar.

1990'lı yıllarda özel televizyon kanallarının çıkmasıyla başlayan "reyting" saçmalığının internet versiyonu bu hareketler.

Ambalajlı başlıklar, janjanlı tanıtımlar, bol reklam ama tırt içerik...

Benim bir internet sitem var, kendi alanında sayılı tematik sitelerden biri (akvaryum hobisiyle ilgili bir forum sitesi idi). İçindeki bilgiler her kitapta bulunabilecek türden bilgiler değildi. Ansiklopedi gibi bir site idi. Ama bu SEO olayını hiç sallamadığım için günlük ziyaretçi sayısı az idi. İçeriği son derece zengin ve özgün olan on küsür yıllık siteme günde yüz kişi giriyorken, bir başka herifin iki günlük sitesine (ki kopyala/yapıştır ile hazırlanmış bir siteye) sırf SEO kodlarını çaktılar diye günde binlerce kişi giriyor.

SEO dedikleri işte böyle rezil bir durum.

İnternetin geldiği nokta işte bu.

Koskocaman bir bok çukuru!

16 Mayıs 2020 Cumartesi

PiCOIN: ŞİMDİDEN YERİNİZİ ALIN!

PiCOIN: ŞİMDİDEN YERİNİZİ ALIN!

Pi Network diye bir şey duydunuz mu? 

Mobil madencilik platformuymuş. Ben de yeni duydum. Aslında mobil madenciliği de yeni duydum sayılır. 

Bitcoin gibi, Electroneum gibi bir şey... 

Referans ile üye olunuyor. Bir arkadaşım bahsettiği için Google Play Store'dan indirip üye oldum. 

Üye olmak isteyen varsa referans görselin üstündedir (MergenHan). 

Telefonu kasmıyor. Şarjı yemiyor. Yani benzer diğer uygulamalara göre daha iyi bu anlamda. 

Yıllar önce, Bitcoin ilk çıktığında ciddiye almamıştık. "Sanal para mı olur yahu!" demiştik. Bitcoin 2008 yılında ortaya çıktı. Ortaya çıkmasından tam 1 yıl sonra Ekim 2009'da 1$=1.309 BTC birimine ulaştı. Şu an 1 BTC 9.000 $'dan fazla bir değere sahip. 

Dediğim gibi, o zamanlar pek de sallamamıştık Bitcoin'i. Hatta hiç sallamamıştık. O dönemde "sanal madenciler" olarak adlandırılan kullanıcılar BTC sisteminin gelişmesine katkıda bulundular ve şimdi hepsi birer milyoner oldu. 

Şimdilerde de Pi Network çıktı. İleride ne olacağını bilemiyoruz. Henüz beta sürümündeymiş. Belki o da BTC gibi olur, belki de olmaz. Bilemiyoruz. 

Ancak şu var ki virüs salgınından sonra gezegenimiz hızlı bir değişimin içine girdi. Dünya değişiyor ve kripto para ileride zorunluluk olacak gibi görünmekte (bu fikirden şahsen hiç hoşlanmasam da gidişat bu). 

Ben birkaç yıl bu Pi Network'u kazımaya devam edeceğim. Yapmam gereken tek şey günde bir kez Pi Network'u telefonumdan açıp tıklamak. O kadar. Sonra internetten çıksam da, telefonu kapatsam da fark etmiyor. 

Pi Network'u şuradan indirebilirsiniz: PiCoin 

Google Play Store'dan da indirebilirsiniz. 

Ve dediğim gibi, referans için MergenHan yazabilirsiniz (aynen bu şekilde).

Uygulamayı telefonunuza indirdikten sonra hesap oluşturuyorsunuz. Hesabınızı Facebook ile de mobil telefon numaranız ile de oluşturabilirsiniz.

Hesabınızı oluşturduktan sonra onaylatmanız gerekir. Sol üstteki üç çizgiden menüye girin:



Oradan da profilinize girin:



Facebook'tan izin vererek hesap oluşturduysanız onaylatmanıza gerek yok. Ama mobil telefon numaranızla hesap oluşturduysanız onay kodu almanız gerekiyor. "Phone verification" yazan yere tıklayın, United Kingdom'u seçin ve telefonunuzdan SMS yollayın. 0,80 TL gibi küçük bir ücret bir şey kesiliyor. Gelen kodu hesabınıza girin ve işlem tamam. "Phone verification" yazısının yanında yeşil bir tik işareti çıkacak (aşağıdaki gibi). Telefonu onaylatınca ayrıca Facebook'tan giriş yapmanıza gerek yok.




10 Mayıs 2020 Pazar

MÜSLÜMAN BİR ADAM OLSAYDIM AKP'Lİ OLURDUM!

MÜSLÜMAN BİR ADAM OLSAYDIM AKP'Lİ OLURDUM!

Yanlış okumadınız.

Öncelikle ifade etmek istiyorum, ben AKP'li değilim. Müslüman da değilim. Gök Tanrı'ya inanan, Türkçü Turancı bir Türk'üm.

Bu yazı, bütün duygusal saçmalıklardan arınmış, mantık çerçevesinde kaleme alınmış bir yazıdır.

Evet.

Müslüman bir adam olsaydım AKP'li olurdum!

AKP, tam olarak İslam'ın gereklerine göre hareket eden siyasi bir partidir. AKP'nin kökeni, duruşu, felsefesi, toplumsal durumlara bakış açısı, kadına bakış açısı, çocuklara bakış açısı, ekonomiye bakış açısı, siyasi konulardaki tavrı tam olarak İslam'ı yansıtmaktadır. AKP İslam'ı kullanmamaktadır, bizzat İslam'ın temsilcisidir. Eskiden AKP'nin insanların dinî inançlarını sömürdüğünü düşünürdüm. Sonradan anladım ki AKP insanların dinî inançlarını sömürmemektedir, Kuran'ın hükümlerini bizzat yerine getirmeyi kendisine amaç edinmiş bir siyasi partidir.

Dolayısıyla Müslüman bir insanın AKP'ye karşı olması bir çelişkidir.

AKP'nin yaptığı her şey İslam ile örtüşmektedir.

Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın "Hem Müslüman hem lâik olunmaz. Ya Müslüman olacaksın, ya lâik!" sözünün altına bir Tengici olarak imzamı atıyorum. Kesinlikle doğru bir sözdür. Müslüman bir insansanız lâik olamazsınız. Hayatınıza Kuran'a göre yön vermek zorundasınız. Hayatınıza Kuran'a göre yön vermiyorsanız zaten Müslüman olamazsınız. Dolayısıyla Müslüman olup AKP'ye muhalif olmanız kendinizle çeliştiğiniz anlamına gelmektedir. AKP ile mücadele etmek istiyorsanız İslam ile mücadele etmek zorundasınız. Yok eğer kendinizi Müslüman olarak tanımlıyorsanız, oturup Kuran okumalı ve AKP'nin politikalarının Kuran'la örtüştüğünü görmek ve AKP'li olmak zorundasınız.

Bunu, İslam dininin kutsal kitabı olan Kuran'dan alınan hükümlere dayanarak açacağım.

AKP, İslam ve Arap Kültürü:

AKP her fırsatta Arap kültürünü öne çıkaran bir siyasi partidir. Eğitim politikasında da Arap kültürünü ve Arapçayı ön plana çıkarmaya çalışmaktadır. Suudi krallarına çok saygı duymakta, Arap kültüründen gelen her şeye kucak açmaktadır.

Peki, Kuran İslam ve Arap kültürü hakkında ne diyor?

Kasas sûresi 59. âyette şöyle diyor: "Rabbin, şehirlerin anası olan Mekke'de onlara âyetlerimizi okuyan bir elçi göndermedikçe ülkeleri helâk edici değildir. Ve biz, halkı zâlim olmadan ülkeleri helâk ediciler değiliz."

Enam sûresi 92. âyette şöyle diyor: "Bu Kuran, Mekke ve çevresindekileri uyarman için sana indirdiğimiz, kendisinden öncekileri doğrulayıcı mübarek bir kitaptır. Âhirete inananlar buna da inanırlar ve onlar namazlarını kılmaya hakkıyla devam ederler." 

Şura sûresi 7. âyette şöyle diyor: "Böylece biz sana Arapça bir Kuran indirdik ki, şehirlerin anası olan Mekke halkını ve etrafındakileri uyarasın ve hakkında hiç şüphe olmayan kıyamet gününün dehşetinden onları korkutasın. Bir grup Cennet'tedir, bir grup da Cehennem'dedir." 

Zuhruf sûresi 44. âyette şöyle diyor: "O kitap sana ve kavmine bir hatırlatmadır; yakında sorgulanacaksınız." 

Yusuf sûresi 2. âyette şöyle diyor: "Anlayabilesiniz diye biz onu Arapça bir Kuran olarak indirdik." 

Fusilet sûresi 3. âyette  şöyle diyor: "Bu, Arapça bir Kuran olarak, âyetleri bilen bir kavim için ayırt edilip açıklanmış bir kitaptır." 

İbrahim sûresi 4. âyette şöyle diyor: "Biz, her peygamberi, ancak bulunduğu kavminin diliyle gönderdik ki, onlara apaçık anlatsın. Bu itibarla Allah dilediğini sapıklıkta bırakır, dilediğini de hidayete erdirir. O her şeye galibdir, hükmünde hikmet sahibidir. Rabbin, Anakent olan Mekke'de onlara ayetlerimizi okuyan bir elçi göndermedikçe ülkeleri helâk edici değildir. Ve biz, halkı zâlim olmadan ülkeleri helâk ediciler değiliz.Rabbin, Anakent olan Mekke'de onlara ayetlerimizi okuyan bir elçi göndermedikçe ülkeleri helâk edici değildir. Ve biz, halkı zâlim olmadan ülkeleri helâk ediciler değiliz.

Görüldüğü üzere Kuran sadece ve sadece Arap toplumunu (ve Araplaşan diğer toplumları) ilgilendiren bir kitaptır, İslam da sadece ve sadece Arap toplumunu (ve Araplaşan diğer toplumları) ilgilendiren bir dindir.

İslam, Arap dinidir. İslam, Arap kültürüdür.

AKP de gerek eğitim politikasında gerekse diğer politik duruşunda Arap kültürünü ön plana çıkaran bir siyasi partidir. Dolayısıyla AKP İslam ve Kuran ile örtüşmektedir.

AKP, İslam ve Kadın:

AKP'nin kadına bakış açısı nasıldır? Her zaman var olan kadına şiddet olgusu, AKP döneminden itibaren artmaya başlamıştır. Gündemimizin önemli bir bölümü kadına şiddet ve kadın cinayetleri oluşturmaktadır. Kadına şiddet uygulayan erkeklere çok fazla bir yaptırım uygulanmamaktadır. Tamamen İslam'ı temsil eden AKP, toplumun kadına şiddete dair tansiyonunu düşürmek için göstermelik bazı cezalar uygulamaktadır. AKP isterse kadına şiddet uygulayan erkeklere büyük yaptırımlar uygulayabilir, bu güç elindedir. Ama bunu yapmak istememektedir. Çünkü AKP tamamen İslamî bir partidir. Din sömürüsü veya buna benzer bir şeyden bahsetmiyorum. AKP tam olarak İslam partisidir.

Peki, Kuran İslam ve kadın hakkında ne diyor?

Talak sûresi 4. âyette şöyle diyor: "Kadınlarınız içinden âdetten kesilmiş olanlarla, henüz âdetini görmemiş bulunanlardan eğer şüphe ederseniz, onların bekleme süresi üç aydır. Gebe olanların bekleme süresi ise, yüklerini bırakmaları, doğum yapmalarıdır. Kim Allah'tan korkarsa, Allah ona işinde bir kolaylık verir." 

Nisa sûresi 3. âyette şöyle diyor: "Eğer öksüz kızlarla evlendiğinizde onlara karşı adaletli davranamamaktan korkarsanız, hoşunuza giden diğer kadınlardan iki, üç ve dörde kadar evlenebilirsiniz. Eğer adaleti gözetmemekten korkarsanız, o zaman bir tane ile veya sahip olduğunuz câriye ile yetinin. Doğruluktan ayrılmamak için bu daha elverişlidir."

Nisa sûresi 11. âyette şöyle diyor: "Allah size evlatlarınızın miras taksimini şöyle emrediyor: Çocuklarınızda, erkeğe iki kadın payı kadar, eğer hepsi kadın olmak üzere ikiden de fazla iseler, bunlara mirasın üçte ikisi ve eğer bir tek kadın ise o zaman ona malın yarısı vardır. Eğer ölen, ana ve baba ile birlikte çocuklar da bırakmışsa ana babanın her birine ölenin terekesinden altıda bir; şâyet ölenin çocuğu yok da, mirasçı olarak ana ve babası kalmışsa, ananın payı üçte birdir. Eğer ölenin kardeşleri varsa terekenin altıda biri ananındır. Bu paylar, ölenin borçları ödenip, vasiyeti de yerine getirildikten sonra hak sahiplerine verilir. Baba ve çocuklardan, hangisinin size fayda bakımından daha yakın olduğunu, siz bilmezsiniz. Bütün bunlar Allah tarafından farz kılınmıştır. Şüphesiz Allah âlîmdir, hâkimdir." 

Nisa sûresi 34. ayet şöyle diyor: "Allah’ın insanlardan bir kısmını diğerlerine üstün kılmasına bağlı olarak ve mallarından harcama yapmaları sebebiyle erkekler kadınların yöneticisi ve koruyucusudurlar. Sâliha kadınlar Allah’a itaatkârdırlar. Allah’ın korumasına uygun olarak, kimsenin görmediği durumlarda da kendilerini korurlar. Evlilik hukukuna baş kaldırmasından endişe ettiğiniz kadınlara öğüt verin, onları yataklarda yalnız bırakın ve onları dövün. Eğer size itaat ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın; çünkü Allah yücedir, büyüktür."

Müminün sûresi 5-6. âyetler şöyle diyor: "Onlar mahrem yerlerini günahlardan korurlar. Yalnız eşleri ve cariyeleri ile ilişki kurarlar. Çünkü bunu yapanlar ayıplanamazlar. Ama bu sınırın ötesine geçmek peşinde olanlar, işte onlardır haddi aşanlar." 

Mearic sûresi 29-30. âyetler şöyle diyor: "Onlar, mahrem yerlerini koruyan kimselerdir. 30. Ancak eşleri, yahut sahip oldukları cariyeleri başka. Çünkü onlar eşleri ve cariyeleri ile olan ilişkileri konusunda kınanmazlar."

AKP'nin de kadınlar hakkındaki politikası, duruşu tam olarak bu âyetlerdeki gibidir. AKP'nin kadınlarla ilgili tavrı Kuran ile tamamen örtüşmektedir. Kuran kadınla ilgili ne hüküm veriyorsa AKP de onu icra etmektedir.

AKP, İslam ve Cihat:

AKP, var olduğundan beri Müslüman olmayanlara karşı bir şiddet eğilimi içindedir. Bu da bir çelişki değildir. Kuran'ı bilmeden ve okumadan Müslümanlık taslayan insanlar genellikle İslam'ın bir hoşgörü dini olduğunu ifade ederler. İslam'ın da içinde yer aldığı semavî dinler  asla hoşgörü dini değildirler.

AKP'nin Suriye'de IŞİD ile ortak hareket eden ÖSO'ya verdiği destek de bu durumun sadece bir göstergesidir. AKP'nin öncülleri olan siyasi partiler de bu şiddet eğiliminin içindedirler. Alevilerin geleneksel İslam anlayışının dışında bir inanç olarak görülmesiyle bağlantılı olarak Sivas'ta, Kahramanmaraş'ta ve daha birçok yerde Alevilere karşı yapılan şiddet eylemleri de bunun bir yansımasıdır. Alevilik İslam'ın bir mezhebi olarak görülse de aslında İslam'dan ayrı bir inanç sistemi olarak değerlendirilebilir. İslam'dan yola çıkarak meydana gelmiş ama zaman içinde başkalaşmıştır. Yani Alevilik aslında İslam'ın bir mezhebidir, bu şekilde ortaya çıkmıştır, ama günümüzde Alevilik inancının konumu İslam'ın bir hayli dışındadır: Alevileri burada savunacak veya Alevi tarihini yazacak değilim, o başka bir yazının konusudur.

Peki, Kuran İslam ve cihat hakkında ne diyor?

Bakara sûresi 191. âyette şöyle diyor: "Onları bulduğunuz yerde öldürün. Sizi çıkardıkları yerden siz de onları çıkarın. Fitne çıkarmak, adam öldürmekten daha kötüdür. Mescidi Haram’ın yanında, onlar savaşmadıkça siz de onlarla savaşmayın. Sizinle savaşırlarsa onları öldürün. İnkâr edenlerin cezası böyledir."

Âl-i İmrân sûresi 13. âyette şöyle diyor: "Hiç şüphesiz karşı karşıya gelen iki toplulukta size bir âyet, bir işaret ve ibret vardır. Onlardan biri Allah yolunda savaşıyordu, öbürü de kâfirdi ve karşılarındakini göz kararıyla kendilerinin iki katı görüyorlardı. Allah da gönderdiği yardımla dilediğini destekliyordu. Gören gözleri olanlar için elbette bunda apaçık bir ibret vardır."

Nisa sûresi 89. âyet şöyle diyor: "Onlar kendileri inkar ettikleri gibi, keşke siz de inkar etseniz de eşit olsanız isterler.  Allah yolunda hicret etmedikçe onlardan dost edinmeyin. Eğer yüz çevirirlerse onları tutun, bulduğunuz yerde öldürün. Onlardan dost ve yardımcı edinmeyin."

Tevbe sûresi 5. âyet şöyle diyor: "Hürmetli aylar çıkınca, puta tapanları bulduğunuz yerde öldürün; onları yakalayıp hapsedin; her gözetleme yerinde onları bekleyin. Eğer tevbe eder, namaz kılar ve zekat verirlerse yollarını serbest bırakın. Doğrusu Allah bağışlar ve merhamet eder."

Tevbe sûresi 14. âyet şöyle diyor: "Onlarla savaşın ki Allah, sizin ellerinizle onların cezasını versin ve onları rezil ve rüsvan etsin, yardımıyla sizi onlara muzaffer kılsın. Ve mümin bir kavmin yüreklerini ferahlandırsın."

Tevbe sûresi 29. âyet şöyle diyor: "Kendilerine kitap verilenlerden oldukları halde ne Allah’a, ne ahiret gününe inanmayan, Allah’ın ve Resulünün haram kıldığını haram tanımayan ve hak dini din edinmeyen kimselere alçalmış oldukları halde elden cizye verecekleri hale gelinceye kadar savaş yapın." 

Tevbe sûresi 73. âyet şöyle diyor: "Ey Peygamber! Kâfirlerle cihad et; onlara karşı sert davran. Varacakları yer Cehennem'dir, ne kötü dönüştür." 

Muhammed sûresi 4. âyet şöyle diyor:  "Savaşta inkar edenlerle karşılaştığınızda boyunlarını vurun; sonunda onlara üstün geldiğinizde onları esir alın; savaş sona erince onları ya karşılıksız, veya fidye ile salıverin; Allah dilemiş olsaydı, onlardan başka türlü öç alabilirdi, bunun böyle olması, kiminizi kiminizle denemek içindir. Allah, kendi yolunda öldürülenlerin işlerini boşa çıkarmaz." 

Görüldüğü üzere İslam kesinlikle bir hoşgörü dini değildir. Bunu ben demiyorum. Müslüman olmayanları öldürmekten, haraca bağlamaktan bahseden ve Müslümanlara bu tür emirler veren Kuran böyle diyor.

Özetle:

AKP, öncülleri gibi bir İslam partisidir. Politikası, duruşu, toplumsal konular hakkındaki tavrı Kuran ile birebir örtüşmektedir. AKP'nin öncülü olan siyasi partiler de aynı durumda idiler.

Yani Müslüman olduğunu söyleyen bir insanın AKP ile mücadele etmesi anlamsızdır. AKP ile mücadele eden bir Müslüman, inandığı din ile çelişmektedir. Çünkü AKP'nin yaptığı her eylem İslam dininin emridir. Kuran'ı anlayarak okuduğunuzda bunu görebilirsiniz.

AKP'li olmayan Müslümanların AKP hakkında söyledikleri "Onlar gerçek Müslüman değil. İslam'ı kullanıyorlar." gibisinden sözleri anlamsızdır. AKP'liler İslam'a gerçekten inanmakta, İslam'ın emrettiği hükümleri gerçekleştirmeye çalışmaktadırlar.

Dolayısıyla AKP ile mi mücadele etmek istiyorsunuz, İslam ile mi mücadele etmek istiyorsunuz? Müslüman olup da AKP'li olmayan insanların kendilerine bu soruyu sormaları gerekir. AKP ile mücadele etmek istiyorlarsa inandıkları dinî inancı bilmiyorlar demektir. Yok eğer İslam ile mücadele ediyorlarsa AKP'li olmamaları gayet doğaldır.

Bunları, Müslüman olmayan bir adam olarak, Tengrici bir adam olarak ifade ediyorum. "Müslüman bir adam olsaydım AKP'li olurdum!" derken şaka yapmıyorum.